CYRANO DE BERGERAC
Bu haftaki tiyatro oyunumuz Cyrano De Bergerac, sahnemiz ise favori sahnemiz Muhsin Ertugrul. Oyun öncesinde bloglardan cok yorum aradım ama oyun yeni olduğu için bulamadım.Oyunun adı çok cezbedici geldi. Sanırım bir çok insan benim gibi oyunun adına kapıldı.Çünkü salon kapasitenin üstündeydi, yan taraflara da sandalyeler konulmuştu
Oyun bir müzikal ile başlıyor bir tarafta enstrüman çalan ekip ve diğer tarafta şarkıyı söyleyen ekip.Enstrümanların sesi o kadar yüksek ki şarkının şiirimsi sözleri uğultu gibi geliyor.Tabi bir yandan da sahnenin kasvetli karanlığı.İkisi de birbirine eklenince boğucu, sıkıntı veren bir hava oluşturuyor.
İzlediğim diğer oyunlarda sahne geçişleri o kadar belli belirsiz yapılıyordu ki dekorun değiştiğini çok sonradan fark ediyordum.Ama bu oyunda sandalye, kürsü gidiyor diye hemen fark ediyorsunuz.Çok bağlantısız yapılmış.Oyunun içerisine girmek de zor olduğu için tamamen bir dikkat dağınıklığı oluşturuyor.
Aslında oyunun ana teması ve anlatmak istedikleri çok güzel.Burnunun büyüklüğünden dolayı çirkinlik takıntısı olan şair ruhlu bir askerin, sevdiği kızın hayallerini yıkmamak için ona karşı sevgisini anlatan başkasının imzasıyla yazdığı mektupları ve aşkını son anına dek gizli tutmasını anlatıyor.
Ama ilk perde anlamsız,karışık ve çok kalabalık geldi.İkinci perdede bir nebze olsun oyunun içine girebildim.
Cyrano'nun burnunu çok büyük bekliyordum ama yeteri büyüklükte olmamış, oyunda bile burnu onun burnuna yakın olan oyuncu vardı.
Yönetimle ilgili sıkıntı vardı.Bazı sahneler gereksiz ve abartılıydı.Oyuncular arasında bağlantı yoktu
Not:Tiyatro üzerine bir kariyerim yoktur.Yalnızca iyi bir tiyatro izleyicisiyim
Fotoları İBB Tiyatrodan aldım
0 yorum