BU YÖREDE ASKLAR OLUMUNEDIR - SAHMERAN - LOKMAN HEKIM

By 15:16

Aşkı için ölümü göze alan Şahmeran beni çocukluğumda çok etkileyen hikayelerdendir.evdi mi tam seven insan kaldı mı bilmiyorum ama çıkarları için gözden çıkaran insanlar tanıyorum.Bu hikaye birkaç şek,lde anlatılıyor ama benim gönlüm sevdiğine ihanet etse bile hep bunun vicdan azabını duyan Tahmasp'ın hikayesini anlatmaktan yana.Çünkü insanoğlunun daha da vicdansız ve nankör olup, sevdiğini çıkarları doğrultusunda aldatabileceğine inanmak istemiyorum


Tarsus'da yakışıklılığı ile ün salmış Tahmasp adında bir delikanlı yaşarmış. Omuzları pehlivan omuzu, teni Çukurova’nın sıcağından yanık esmer, boyu selvi, yüzü maşallah denilenlerden…
Tahmasp “aylaklık” ettiği günlerden birinde dağda dolaşırken bir mağaraya girivermiş. Dolana dolana yönünü de kaybedince, zifiri karanlık bir mağaraya düşmüş.
Mağaranın içi o kadar karanlıkmış ki hiçbir şey göremiyormuş, yalnızca etrafında dolanan yaratıkların sesini duyuyormuş. Korku ve çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi belirmiş. Gözleri ışık huzmesine alışınca gördükleri karşısında dili tutulmuş vaziyette donup kalmış. Binlerce yılanın etrafını sarmış olduğunu görmüş. Ve yılanların tamamı başlarını havaya kaldırmış tek bir yöne doğru bakıyorlarmış. Aynı yöne dikince gözlerini, gördüğüne inanamamış…
Çünkü Tahmasp, bu karanlık mağaranın içinde hayatında gördüğü en güzel kadının yüzünü görmüş. Ona doğru daha dikkatli bakınca kadının belden aşağısının yılan olduğunu fark etmiş. Kadın ona doğru ilerliyormuş, tam karşısında durmuş, gülümseyerek elini ona doğru uzatmış. Ve demiş ki;
“Benden korkma insanoğlu. Ben yılanların kraliçesi Şahmaran’ım. Dünyanın varoluşundan beri varım. Krallığıma hoş geldin. Bundan böyle benim misafirimsin”

Yerini bilen birini serbest bırakarak kendi hayatını tehlikeye atmak istememektedir. Şahmeran ona çok iyi davranır. Bir dediği iki edilmez. Günlerinin büyük bölümünü sohbet ederek geçirmektedirler.
Şahmeran öylesine güzelmiş ki gözlerini ondan alamıyormuş Tahmasp. Şahmeran da Tahmasp’ın yakışıklılığından etkilenmiş hayran hayran süzüyormuş onu…
Ve günler boyu sürmüş konuşmaları karşılıklı… Şahmeran anlatıvermiş insanlık tarihinin bütününü. Bilge kişiliğinden sır bırakmamış geriye…
Bütün bu yaşananlar sonrasında soylu mu soylu bir aşk doğuvermiş ikisinin arasında…
Uzun haftalar sonunda anlatılacak ve sohbet edilecek çok da fazla bir şey kalmamış… Tahmasp köyde tek yaşayan anasını özlemiş delicesine… Şahmeran’a açmış düşüncesini. Gitmek istiyordu artık. Sevdiğinin kendisinden sıkıldığını düşünen güzeller güzeli Şahmeran” kadınsal içgüdüsüyle” redetmiş tabi ilk önceleri… Ama daha sonraları dayanamamış sevdiğinin ana hasreti çekmesine..
Ve genç adamı karşısına alıp;
“Ey sevdiğim beni iyi dinle, ve dediklerimi sakın unutma. Gitmene izin verirsem sen de bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. Ve yine biliyorum ki İnsan denen yaratık beni bulmak için elinden gelen her şeyi yapacak. Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir. Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum. Bu sebeple gitmene izin veriyorum. Ancak bana bir söz vermeni istiyorum. Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme” demiş

Tahmasp sevinçle Şahmerana sarılmış ve ona asla ihanet etmeyeceğine dair yeminler etmiş.

Evine dönen Tahmasp, Şahmeran'ı gördüğünü hiç kimseye söylemez. Bu arada padişahın kızı hasta olmuş, tedavisi için bütün ülke seferber edilmiştir. Kızın iyileşmesini en çok isteyenlerden biri de vezirdir. Gerçek amacı kızla evlenip oğlu olmayan padişahın yerine ülke yönetimini ele geçirmek olan vezir, bütün büyücüleri toplayıp, bu hastalığa çare bulmalarını ister. Büyücülerden birisi, Şahmeran'ın bulunup öldürülmesi ve vücudundan alınacak bazı parçaların kaynatılıp içirilmesi durumunda kızın iyi olacağını söyler. Şahmeran'ı bulabilmek için de vücudu pullu kişilerin aranması gerektiğini ekler. Vezir ülkedeki herkesi zorunlu olarak hamama götürüp soydurarak, Şahmeran'ı gören Tahmasp’ı bulur. Tahmasp, Şahmeran'ı öldüreceğini vaat ederek mağaraya gider.

Şahmeran'a bütün gerçekleri anlattıktan sonra, ne yapması gerektiğini sorar. Şahmeran: "Ölümümün senin elinden olacağını zaten biliyordum" diyerek kendisini öldürmesini, ancak bunun gizli tutulmasını ister. Çünkü öldüğü duyulursa, dünyadaki bütün yılanlar, insanlardan öç almaya kalkacaklardır. Daha sonra: "Kuyruğumun suyunu kaynat ve vezire içir ki kısa zamanda ölsün. Gövdemin suyunu kaynat ve kıza içir ki iyileşsin. Kafamın suyunu kaynat ve iç ki Lokman Hekim olasın" diye ekler. Tahmasp biraz da üzgün bir şekilde bunları dinler. Şahmeran yılanlara, adamın misafiri olarak gideceğini, çok uzun yıllar dönmeyeceğini, kendisini merak etmemelerini söyler ve mağara dışına çıkarlar. Tahmasp Şahmeran'ın dediklerini yapar. Vezir ölür, kız iyileşir, kendisi de Lokman Hekim olur...”
Şahmeran aşkı uğruna almış ölümü göze…
Sevdiğinin yaşamasını, kendisinin yaşamasından daha fazla istemiş. Ve dediği gibi “aşk o topraklarda ölümüne” yaşanmış… Tahmasp da Lokman Hekim olup dağı taşı dolaşıp bitkilerle konuşmuş, sevdalısı diye… Ve dile gelmiş bitkiler, çiçekler hayatın sırlarını sunmuşlar Şahmeran’ın sevdası adına Lokmana…
Yüzyıllar sonra Tıp bilimi iki yılanı dolamış bir iğnenin etrafına kendine sembol yapıvermiş… Lokman Hekim ve Şahmeran’ın aşkını tescil niyetine…

You Might Also Like

0 yorum